بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِن كُلُّ نَفۡسٖ لَّمَّا عَلَيۡهَا حَافِظٞ ٤

Hiçbir kimse yoktur ki, üzerinde koruyucu bulunmasın.

– Diyanet İşleri

فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ ٥

Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.

– Diyanet İşleri

خُلِقَ مِن مَّآءٖ دَافِقٖ ٦

Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.

– Diyanet İşleri

يَخۡرُجُ مِنۢ بَيۡنِ ٱلصُّلۡبِ وَٱلتَّرَآئِبِ ٧

Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجۡعِهِۦ لَقَادِرٞ ٨

Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.

– Diyanet İşleri

يَوۡمَ تُبۡلَى ٱلسَّرَآئِرُ ٩

Bütün sırların yoklanacağı günü hatırla!

– Diyanet İşleri

فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٖ وَلَا نَاصِرٖ ١٠

(O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı.

– Diyanet İşleri

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجۡعِ ١١

Yağmurlu göğe andolsun,

– Diyanet İşleri

وَٱلۡأَرۡضِ ذَاتِ ٱلصَّدۡعِ ١٢

Yarık yarık çatlamış yere andolsun.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ لَقَوۡلٞ فَصۡلٞ ١٣

Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.

– Diyanet İşleri

وَمَا هُوَ بِٱلۡهَزۡلِ ١٤

O, boş bir söz değildir.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu